
Bir zamanlar, Samanyolu’nun en parlak yıldızlarının arasında Pırıltı Gezegen adında çok özel bir gezegen vardı. Bu gezegenin toprağı yıldız tozundan, nehri ise ışıl ışıl parlayan gök suyu ile doluydu.
Pırıltı Gezegeninde yaşayan herkes ışıkçıklar adındaki minik, neşeli uzay canlılarıydı. Işıkçıklar, yumuşacık tüyleri olan ve her biri bir yıldız gibi parlayan küçük yaratıklardı. Onlar için en büyük eğlence, gece gökyüzüne bakıp yıldızların hikâyelerini dinlemekti.
Bir gün, Lumi adındaki en meraklı ışıkçık, teleskobunu alıp uzayın derinliklerine bakarken Işıksız Gezegen adlı karanlık bir gezegen keşfetti. Bu gezegenin hiçbir ışığı yoktu ve çevresinde bir tek yıldız bile parlamıyordu. Lumi çok üzüldü ve hemen arkadaşlarıyla bu gezegeni nasıl aydınlatabileceklerini konuşmaya başladı.
Büyük Uzay Toplantısı
Tüm ışıkçıklar bir araya geldi. “Nasıl olur da bir gezegen ışığını kaybeder?” diye düşündüler. İçlerinden biri, “Belki de gezegen ışık yemeyi unuttu!” dedi. Bir diğeri, “Ya da kötü bir gök cini tüm ışıkları çaldı!” diye ekledi.
Lumi, “Sebebi ne olursa olsun, gidip ona yardım etmeliyiz!” dedi. Böylece bir uzay macerası başlamış oldu.
Uzay Gemisiyle Yolculuk
Işıkçıklar, Yıldız Işığı Gemisi adını verdikleri büyük bir uzay gemisine atladılar. Gemi, yıldız tozundan yapılmıştı ve içindeki ışık enerjisi sayesinde çok hızlı uçabiliyordu. “Fışşşşş!” diye bir ses çıkararak yıldızların arasından kayıp gittiler.
Yolda, rengârenk kuyruklu yıldızlarla yarış yaptılar, Satürn’ün halkalarının arasından geçtiler ve devasa bir meteor yağmurunu izlediler. Her biri heyecanla Işıksız Gezegen’e ulaşmayı bekliyordu.
Karanlık Gezegenin Sırrı
Nihayet Işıksız Gezegen’e vardıklarında her şey simsiyah ve sessizdi. Gökyüzünde ne yıldız ne de ay vardı. Gezegenin yüzeyinde dolaşırken üzgün bir Gölge Canavarı ile karşılaştılar. Bu canavar, aslında hiç de kötü biri değildi ama çok yalnızdı. “Kimse beni görmesin diye tüm ışıkları sakladım,” dedi hüzünle.
Lumi gülümsedi. “Ama ışık paylaşınca çoğalır! Gel, bizimle birlikte yıldızları izleyelim,” dedi. Gölge Canavarı önce korktu ama sonra denemeye karar verdi.
Gezegeni Aydınlatma Planı
Işıkçıklar hep birlikte ışık enerjilerini paylaştılar. Küçük yıldız topları yaparak gezegenin her yerine serpiştirdiler. Gölge Canavarı da yardım etti ve ışıkları yaymaya başladı. O an, Büyük Işık Patlaması yaşandı!
Bir anda tüm gezegen altın gibi parlamaya başladı. Gökyüzü yıldızlarla doldu, nehirler ışıl ışıl aktı, çiçekler gökkuşağı gibi renklendi. Artık Işıksız Gezegen, Parlak Gezegen olmuştu!
Mutlu Son
Gölge Canavarı artık yalnız değildi. O ve ışıkçıklar en iyi arkadaş oldular. Gezegen ışıl ışıl parlamaya devam etti ve evrendeki tüm yıldızlar onların dostluk hikâyesini anlatmaya başladı.
Lumi ve arkadaşları, Yıldız Işığı Gemisi’ne binerek Pırıltı Gezegenlerine döndüler. Artık biliyorlardı ki bir yerde karanlık varsa, onu aydınlatmanın en güzel yolu sevgiyi ve ışığı paylaşmaktı.
Ve böylece, ışıkçıklar gökyüzünde parlamaya devam etti, ta ki tüm evren dostlukla aydınlanana kadar…