3 Yaş Masalları

Gökkuşağı Şehri’nin Sırrı

Bir varmış, bir yokmuş. Uzak diyarlarda, bulutların üzerinde gizlenmiş büyülü bir şehir varmış. Bu şehrin adı Gökkuşağı Şehri’ymiş. Rengârenk binaları, altından ırmakları ve parlayan çiçekleriyle muhteşem bir yer olan bu şehirde mutluluk hiç eksik olmazmış. Ancak bir gün, şehrin renkleri solmaya başlamış. İnsanlar üzgünmüş, çünkü gökyüzü artık eskisi kadar güzel görünmüyormuş.

Bu sırada, aşağıdaki küçük bir kasabada yaşayan meraklı bir kız çocuğu olan Lila, büyükannesinin anlattığı masalları çok severmiş. Büyükannesi ona hep Gökkuşağı Şehri’nin hikâyesini anlatırmış. Ama bu hikâyelerin gerçek olup olmadığını kimse bilmezmiş.

Bir gün, büyükannesi Lila’ya eski bir harita vermiş. “Bu harita seni gökyüzüne çıkan merdivene götürecek,” demiş büyükannesi gülümseyerek. Lila’nın gözleri heyecanla parlamış. “Ben bu şehri bulacağım!” diyerek hemen maceraya atılmış.

Haritayı takip eden Lila, ormanın içinden geçerek gizemli bir mağaraya ulaşmış. Mağaranın içinde göğe uzanan devasa, parlayan bir merdiven varmış. Heyecanla merdivenleri tırmanmaya başlamış. Yukarı çıktıkça gökyüzü daha da yakına geliyormuş. Sonunda Gökkuşağı Şehri’ne varmış!

Ancak şehir eskisi gibi parlamıyormuş. Binaların renkleri solmuş, çiçekler cansız görünüyormuş. Lila, şehrin meydanında toplanan insanları görünce hemen yanlarına gitmiş. “Neden burası bu kadar solgun?” diye sormuş.

Yaşlı bir bilge Lila’ya dönerek, “Şehrimizin büyülü renk kristalleri kayboldu. Kristaller olmadan renklerimiz soluyor ve sonunda tamamen yok olacak,” demiş.

Lila hemen bir çözüm bulmaya karar vermiş. Kristalleri bulmak için haritayı dikkatlice incelemiş. Harita ona dört farklı noktayı işaret ediyormuş: Altın Irmak, Gümüş Orman, Parlayan Dağ ve Sessiz Göl.

İlk durağı Altın Irmak olmuş. Oraya vardığında, suyun altına gizlenmiş parlak bir taş görmüş. Ancak taşı almak için suyun içine girmesi gerekiyormuş. Lila cesaretini toplayıp suya dalmış ve kristali almayı başarmış.

Sonra Gümüş Orman’a gitmiş. Ormandaki ağaçların gövdeleri gümüş gibi parlıyormuş. Kristali bulduğunda, bir ağaç köküne sıkışmış olduğunu fark etmiş. Küçük hayvanlar ona yardım etmiş ve kristali kurtarmışlar.

Parlayan Dağ’a vardığında, rüzgâr çok güçlü esiyormuş. Zirveye ulaşmak için çok dikkatli olması gerekiyormuş. Ama cesaretini kaybetmemiş ve büyük bir kayanın arkasına saklanmış kristali bulmuş.

Son olarak Sessiz Göl’e gitmiş. Gölün yüzeyi o kadar sakinki, neredeyse bir ayna gibi yansıyormuş. Lila, gölün ortasındaki bir adacığa yüzerek son kristali almış.

Kristalleri bir araya getirdiğinde, şehir anında eski parlak renklerine kavuşmuş! İnsanlar sevinçle dans etmeye başlamış. Lila, büyükannesinin haklı olduğunu anlamış: Gökkuşağı Şehri gerçekten varmış!

Lila, büyükannesiyle paylaşmak için evine dönmüş. Artık o da masallarda anlatılan gerçek kahramanlardan biriymiş.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ayrıca Kontrol Edin
Kapat
Başa dön düğmesi