3 Yaş Masalları

Gizli Ören Kenti ve Işık Taşı

Bir varmış, bir yokmuş… Uzak diyarlarda, kimsenin bilmediği eski bir medeniyetin kalıntılarının bulunduğu gizemli bir orman varmış. Efsanelere göre bu ormanda, kaybolan bir şehir yatıyormuş: Gizli Ören Kenti. Yüzyıllar önce bu şehirde yaşayan insanlar, ışığın gücüyle her şeyi kontrol ederlermiş. Ama bir gün, şehrin merkezinde bulunan Işık Taşı kaybolmuş ve şehir karanlığa gömülerek unutulmuş.

Genç bir kaşif olan Asya, büyükannesinden bu hikâyeleri dinleyerek büyümüş. Küçüklüğünden beri hep bu kayıp şehri bulmak istemiş. Bir gün, büyükannesinin eski eşyalarının arasında bir harita bulmuş. Haritada, Gizli Ören Kenti’nin ormanın derinliklerinde saklı olduğu gösteriliyormuş.

Asya hemen en yakın arkadaşı Mert’e giderek ona bu keşif yolculuğuna çıkmak istediğini söylemiş. Mert önce biraz korkmuş ama Asya’nın heyecanı onu da etkilemiş. Böylece ikili yanlarına bir pusula, fener, ip ve biraz yiyecek alarak yola koyulmuş.

Ormanda İlk Adımlar

İlk gün, yoğun ağaçlarla kaplı ormanda ilerlemeleri kolay olmuş. Ancak haritaya göre yolun ilerisinde Sisli Geçit adlı bir yerden geçmeleri gerekiyormuş. Bu geçit, insanın yön duygusunu kaybetmesine sebep olan yoğun bir sisle kaplıymış. Asya, feneriyle dikkatlice önlerini aydınlatırken Mert pusulayla yönlerini kontrol ediyormuş. Ancak sis giderek yoğunlaşmış ve bir süre sonra nereye gittiklerini bilemez hale gelmişler.

Tam o sırada, ağaç dallarının arasından parlayan minik ışık noktaları görmüşler. “Belki de bu ışık böcekleri bize doğru yolu gösteriyordur,” demiş Asya. Böcekleri takip etmeye başlamışlar ve kısa süre sonra geçidi aşarak Kayıp Heykeller Vadisi’ne ulaşmışlar.

Kayıp Heykeller Vadisi

Burada, yarı gömülü dev taş heykeller varmış. Her biri farklı yüz ifadelerine sahipmiş. Haritada, Işık Taşı’na giden kapının yalnızca Gerçek Bilge Heykelinin gözlerinden gelen ışıkla açılacağı yazıyormuş. Ancak hangi heykelin doğru olduğunu bilmiyorlarmış.

Mert, “Daha dikkatli bakmalıyız,” diyerek heykelleri incelemeye başlamış. Asya ise ellerini heykellerin üzerine koyduğunda, birinin hafifçe titreştiğini fark etmiş. “Sanırım bu heykel!” demiş heyecanla. Biraz beklediklerinde, heykelin gözlerinden altın rengi bir ışık yayılmış ve yerin altında gizli bir geçit açılmış.

Gizli Ören Kenti ve Işık Taşı

Merdivenlerden aşağı indiklerinde kendilerini devasa bir yeraltı şehrinde bulmuşlar. Binalar, mozaiklerle süslenmiş sütunlar ve uzun dar sokaklarla doluymuş. Ancak burası tamamen karanlıktaymış. Şehrin merkezinde büyük bir taş kaide duruyormuş. Haritaya göre Işık Taşı burada olması gerekirken, ortada yokmuş!

Etrafı araştırırken, eski bir tapınağın duvarında şu yazıyı bulmuşlar: “Işık Taşı, yalnızca kalbi saf olan biri tarafından yeniden canlandırılabilir.” Asya ve Mert, ne yapmaları gerektiğini anlamaya çalışırken birden kaidenin üstünde hafif bir ışık parlamış. Işık giderek büyümüş ve sonunda göz kamaştırıcı bir hale gelmiş. Işık Taşı geri dönmüştü!

Tam o anda, şehir yavaş yavaş eski haline dönmeye başlamış. Sokak lambaları, duvarlardaki semboller ve tapınakların içi yeniden aydınlanmış. Asya ve Mert, büyük bir keşif yaptıklarını anlamışlar. Ama daha da önemlisi, cesaret ve inançla hareket edenlerin büyük sırları ortaya çıkarabileceğini öğrenmişler.

Kasabaya geri döndüklerinde, buldukları şehir hakkında büyük bir keşif raporu hazırlamışlar. O günden sonra, Gizli Ören Kenti artık sadece bir efsane değil, gerçek bir tarih hazinesi olmuş.

Ve böylece, Asya ve Mert’in macerası tüm dünyaya ilham olmuş.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ayrıca Kontrol Edin
Kapat
Başa dön düğmesi